Eğitim-İş olarak uzun süredir AKP siyasetinin yolsuzluk batağına saplandığını, çok da uzak olmayan bir zaman dilimi içerisinde çeşitli menfaat çatışmalarının etkisiyle sürecin AKP’yi paramparça edeceğini ifade ediyorduk.
Geçmişte elele vererek devlete paralel bir yapılanma kuran AKP ve cemaat bugün iktidar kavgasına tutuşmuştur.
Sebebi ne olursa olsun, ortada çok büyük bir pisliğin olduğuna en küçük kuşku yok. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunma iddiası, tüyü bitmemiş yetimin hakkının gasbı iddialarının altında kalmıştır. Hükümetin dört bakanının adı rüşvet, imar yolsuzluğu, kara para aklama, usulsüz vatandaşlık işlemleri gibi akıllara durgunluk verecek suçlamalara karışmıştır. Bir bakana verilen rüşvetin görüntü kayıtlarının savcıların elinde olduğu ifade edilmektedir.
Kısa süre önce Başbakan Başdanışmanının kardeşinin bulaştığı yolsuzlukla sarsılan AKP ve çevresi, cumhuriyet tarihinde bir benzerine daha rastlanmayacak ölçüde vahim iddialar içeren tablodan “adli süreci bekleyeceğiz” değerlendirmesiyle sıyrılamaz. Soruşturmayı yürüten savcı ve emniyet mensuplarına karşı operasyon ile olayın üzerini örtmeye çalışmak Başbakan’ı ve AKP’yi çok daha karanlık bir aşamaya taşıyacaktır.
Bugüne kadar ortaya atılan yolsuzluk iddialarının üstünü örtmeye çalışan, kendine karşı olan tüm muhalif kesimleri yasaklarla, baskılarla, ülkeyi açık cezaevine çevirerek bastırmaya çalışan siyasal iktidar, artık yolun sonuna gelmiştir. Sayıştay raporlarını gizleyen, bu raporları TBMM’den kaçıran AKP iktidarının artık bu kokuşmuşluğu örtmeye çalışması nafiledir.
Doğrudan Bakan çocuklarının gözaltına alındığı bu rüşvet ve yolsuzluk operasyonun ardından, Hükümetin ve Başbakan’ın derhal istifasını sunması kaçınılmaz hale gelmiştir.
MERKEZ YÖNETİM KURULU