29 Mart 2009 yerel seçimleri ile ilgili olarak yaşadığımız süreçte günden güne, başta başbakan Tayyip ERDOĞAN olmak üzere AKP yöneticileri hırçınlaşmaktadır. Gerginliği tırmandırıcı söylem ve eylemleri artmaktadır.
Ülkemizde zaten var olan ekonomik kriz, küresel ekonomik krizin de tetiklemesiyle bunalıma dönüşmüştür. Pembe tablolar çizen ve hamasi nutuklar atan AKP yöneticileri, seçim gezileri sırasında halkın gerçekleriyle yüzleşmişlerdir. Ama tavırları “hem suçlu, hem güçlü” olma noktasındadır. Devlet yönetme deneyimi ve basireti olmayan AKP iktidarı, genel seçimlerde aldığı %47 oyun da şımarıklığı içerisinde ülkeyi tek parti oligarşik yönetimine sürüklemektedir. İşsizlik, yoksulluk, yolsuzluk almış başını gitmiştir. AKP iktidarı sorunlara çözüm bulacağına sırtını dönmeyi yeğlemiştir.
Daha fazla özgürlük ve demokrasi vaat eden, baskılara ve yasakçılığa son vereceğini söyleyen AKP iktidarının yöneticileri, başta başbakan Tayyip ERDOĞAN, eleştirilere ve demokratik tepkilere bile katlanamaz olmuşlardır. Eleştiren basını “Okumayın bunları!” diyerek sansür etmeye, susturmaya çalışmaktadır. Sorunlarını anlatmak isteyen çiftçiye “Ananı da al, git!” demektedir. Kredi kartı mağdurlarına “Bunlar dürüst değil.” suçlamasında bulunmaktadır. Deniz feneri yolsuzluğunu soranları “Size ne!” diye azarlamaktadır. Milli Eğitim Bakanı’nı eğitim ve yurtlar konusunda eleştiren, “Yeter artık, bu yalanlarla insanları kandıramazsınız!” diyen üniversite öğrencileri gözaltına alınmış, bu da yetmiyormuş gibi aldıkları bursları kesilmiş, kaldıkları yurtlardan atılmışlardır. Bunların ne vatandaşın ne de öğrencilerin eleştirilerine tahammülleri kalmıştır. Yani hoşgörü ve anlayıştan eser kalmamıştır.
Ayrıca yaşadığımız seçim sürecinde valilerimiz, kaymakamlarımız Sosyal Yardımlaşma Vakıflarından beyaz eşya, gıda ve kömür yardımlarını Yüksek Seçim Kurulu’nun uyarılarına rağmen sürdürmektedirler. Adeta devletin değil, AKP’nin valisi, kaymakamı gibi davranmaktadırlar. AKP’nin bakanları ve yöneticileri, halkı “Bize oy vermezseniz hizmet gelmez.” diye tehdit etmektedirler. İktidarın bu anlayış ve uygulamalarıyla eşit ve adil bir seçim gerçekleştirmek hayal olmuştur. Zaten aksayan demokrasimiz tamamen kötürüm hale gelmiştir. Üstelik de daha çok demokrasi vaat eden bu AKP iktidarı döneminde.
Eğitim-İş olarak eşit ve adil bir seçim yapılmasının demokrasimiz açısından çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Çağdaş, laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti olan Cumhuriyetimize, demokrasimizin simgesi olan seçim sandıklarımıza, geleceğimize sahip çıkalım.
Yüksel ADIBELLİ
Eğitim-İş Genel Başkanı