Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, 26 Ağustos’ta başlayan 30 Ağustos 1922’de zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Savaşı ile yurdumuz düşman işgalinden kurtarılmış, ulusumuz özgür ve bağımsız yaşama onuruna kavuşmuştur. Türk Ulusu birlik ve beraberlik anlayışı içerisinde kendisini tarih sahnesinden silmek isteyen emperyalist güçlere gereken dersi vermiş, 30 Ağustos Zaferiyle tüm mazlum uluslara da örnek olmuştur. Ulusumuz hiçbir şekilde bağımsızlık ve özgürlüğünden ödün vermeyeceğini, sonsuza kadar var olacağını tüm dünyaya kabul ettirmiştir.
30 Ağustos Zaferi, ülkemizi parçalamak ve ulusumuzu esaret altına almak isteyen emperyalist devletlere karşı, tüm olanaksızlıklara rağmen Türk Ulusunun yurtseverliği ile kazandığı, bir onur ve bağımsızlık mücadelesidir. Bu mücadelenin sonunda özgür, bağımsız, demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyeti'nin temelleri atılmış, birçok devrim gerçekleştirilmiştir.
Ancak demokrasiyi amaç değil, kendi ümmetçi anlayışlarını gerçekleştirmek için araç olarak gören zihniyet, bugün işbaşındadır. Bu zihniyet, emperyalist güçlerin de desteğiyle, emperyalizme karşı verilen büyük mücadelenin sonunda Lozan Antlaşmasıyla elde edilen kazanımları pervasızca yok etmeye çalışmaktadırlar. Hukuk tanımaz, baskıcı AKP iktidarı, bağımsızlığımızı, özgürlüğümüzü ve demokrasimizi taçlandıran, aydınlanma devrimimiz Cumhuriyet’in kazanımlarını yok etmek için her türlü çabayı göstermektedir.
Ülkemizin etrafı başta Ortadoğu’da Suriye olmak üzere her taraftan ateş çemberiyle kuşatılmıştır. Komşularımızla sıfır sorun diye yola çıkan siyasal iktidar, emperyalist güçler ve onların dünyayı paylaşma hırslarının adeta taşeronluğunu yaparak bağımsızlığımızı, birlik ve bütünlüğümüzü tehdit altına sokmuştur.
Ülkemizin sosyal, siyasal ve ekonomik alanlarında karşı devrimi büyük oranda gerçekleştirmiş olan AKP, cumhurbaşkanlığı seçimi ile ülkenin üniter yapısını ve parlamenter sistemi ortadan kaldırarak son noktayı koymayı hedeflemektedir. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında alınan OHAL kararı ve KHK’ler ile hayata geçirilen “olağanüstü rejim” uygulamalarının baskısı altında referanduma gidilmiş, “Yeni Türkiye’nin 1. Cumhurbaşkanı” söylemiyle Cumhuriyete başkaldırının doruk noktasına ulaşılmıştır.
Emperyalizme karşı verilen çetin mücadele sonucunda kazanılan bağımsızlık bilinciyle hareket ederek içinde yaşadığımız bu koşullarda Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğüne, bağımsızlığına Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkılmasında hepimize önemli sorumluluklar düştüğünü asla unutmamalıyız. Eğitim-İş, cumhuriyetin ve anayasanın yok sayılmasının hesabını mutlaka soracaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle ulusumuzun 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı en içten dileklerimizle kutluyor, başta Büyük Önderimiz Atatürk olmak üzere canlarıyla bu toprakları vatan yapan aziz şehitlerimizi bir kez daha saygı ve minnetle anıyoruz.
MERKEZ YÖNETİM KURULU