Milli Egitim Bakanligini sevk ve idare eden anlayis, gözü kara kadrolasma inadi yüzünden yillardir adil bir yönetmelik hazirlamaktan israrla kaçiniyor. Demokrasinin askiya alindigi dönemler hariç olmak üzere, benzeri görülmemis bir dayatma yasiyoruz. Iktidar, adil bir yönetmelik isteyen egitim emekçisini, haksiz ve hukuka aykiri buyruklarina bas egmesi konusunda terbiye etmeye çalisiyor.
Burada dikkat çekmek istedigimiz husus ; egitim emekçisinin maruz kaldigi ve yarattigi etki bakimindan daha önce karsilasilanlardan çok daha sarsici olan saldiriya karsi, genis örgütlülüge sahip sendikalarin verdigi karsiliktir. Agizlarini her açtiklarinda “direnis” ten, “söke söke almak”tan bahseden bu sendikalar, varliklarini en çok hissettirmeleri gereken bu dönemde maalesef üzüntü verici bir yaklasim ortaya koydular.
Iskolunun önemli bir kisminda örgütlülük saglamis bu sendikalarin tutumunun kaygi verici oldugunu zaman zaman ifade ettik ve bu sendikalari sorumlu davranmalari konusunda uyardik. Sorunun taraflari Egitim Is’in konuya yaklasimini biliyor. Siyasi otorite, Egitim Is’in tavizsiz tutumu karsisinda defalarca geri adim atti, diz çöktü. Rakip sendikalarin içine düstükleri teslimiyet psikolojisi Egitim Is’e iskolu etkinlik alanini genisletmesi için çok önemli avantajlar saglamasina ragmen, sendikal çikarlarimizi bir yana birakarak bu sendikalari ortak hareket etmeye davet ettik. Davetimize karsi ortaya konulan “duyarsizlik” tavrini da kamuoyuna açikladik. Emekçiler bu açiklamalarimizi dikkatlice okurlarsa, neyle karsi karsiya olduklarini daha iyi anlayacaklardir.
Bir süre önce bu sendikalar, yönetici atama sorunu ile ilgili olarak kamuoyuna açiklama yaptilar. Açiklamalari okudugumuzda, bir “akil tutulmasi”na taniklik ettigimizi gördük. Sol gelenekten geldigini ve emek mücadelesinin bayraginin kendisinde oldugunu iddia eden sendika, personel genel müdürüyle yaptigi görüsmenin sonucu konusunda kamuoyunu bilgilendirmis. Buna göre genel müdür sendikalarin görüsünü de almak suretiyle yeni bir yönetmelik hazirlanacagini söylemis. Açiklama üzerine sendika yetkilileri hemen hazirliklara baslamislar ve çagri yapildigi an çalismalarini sunacaklarini deklare etmisler. Açiklamanin satir aralarinda bir de müjde var : Personel Genel Müdürü “söz” vermis! Direnis(!) ile kotardiklari “söz”ün yerine getirilmesini temenni ediyoruz ancak, Bakanligin, mevcut yönetmeligi de kendilerinden görüs alarak hazirladigini hatirlatiyoruz kendilerine…
Adil bir yönetici atama sürecinin kararli biçimde takipçiligini yaptigini iddia eden diger sendikanin yaptigi açiklama, daha da traji-komik maalesef: Buna göre mevcut yönetmeligi hukuka aykiri buluyorlarmis, ancak eksiklerine ragmen yönetmelik bu haliyle uygulanmaliymis. Sinavsiz yönetmelige dava açmasalar da, aslinda sinavi savunuyorlarmis. MEB’in alti yildir sinava olumlu bakmamasi ve yarginin da sinavi tek ve vazgeçilmez ölçüt olarak görmemesi nedeniyle çaresiz kalmislar. Önümüzdeki süreçte sinav konusunda yeni açilimlarin yakalanmasini umuyorlarmis. Yoksa sinavdan vazgeçtikleri filan yokmus vs vs…
Gelinen nokta sözün bittigi yerdir.
Ortak hareket edip emekçileri asagilayanlara verilebilecek en agir yaniti verelim, çalisanlarin özlemlerine uygun bir yönetmeligi bedeli ne olursa olursun söke söke alalim diyoruz, kaçiyorlar. Kaçmak bir yana, gidip isverenin önünde diz çöküp, ona yalvariyorlar.
Kalkin ayaga, nasir bagladi dizleriniz. Anladik, bisey yapabilecek gücünüz yok. O zaman gölge etmeyin, susun, açmayin agzinizi, ihanet etmeyin çalisanlara. Umutlari kiriyor, yilginlik yaratiyorsunuz. Onlardan aldiginiz gücü isverenin ayaklarinin altina seriyorsunuz.
Milli Egitim Bakanligi’ni ve Personel Genel Müdürü’nü ise sorumluluklarinin geregini yapmalari konusunda uyariyor ve önlerinde diz çökenlerin gövdelerine bakip rehavete kapilmamalarini tavsiye ediyoruz. Kendilerinden lütuf degil, hakkaniyetli bir yönetmelik istiyoruz. Adil bir yönetmelik yürürlüge girene kadar, ödeyecegimiz bedel ne kadar agir olursa olsun bu defteri asla kapatmayacagiz. Dayatmanin sona ermemesi halinde yasanacaklara hep birlikte taniklik edecegiz.
Son sözümüz egitim çalisanlarina. Hepiniz biliyorsunuz ki, adaletsiz yönetmeligin magdur ettigi Egitim Is‘li sayisi diger sendikalara üye magdur sayisina nazaran çok daha az. Buna ragmen örgütünü kiyima ugratma pahasina en kararli mücadeleyi Egitim Is veriyor. Bunun nedeni, mücadeleye duygusal yaklasmayi reddetmemiz ve soruna emek eksenli yaklasmamizdir. Içi bosaltilan, yozlastirilan, sarartilan “sendika” taniminin gerçek anlamini yeniden hatirlatmaya çalisiyoruz. Emekçiyi mutsuz edenler, mutsuz olmayi göze alacaklar. Asla umutsuzluga kapilmayiniz. 2008 yönetmeliginin adaletsiz hükümleri konusunda hukuki süreç tamamlanmadi. Danistay sadece yürütmeyi durdurma istemi konusunda karar verdi ve sendikamiz bu karari Dava Daireleri Genel Kurulu’nun gündemine tasidi. Yönetmelikte yer alan hukuka aykiriliklar ve sinav konusundaki hassasiyetinizi Danistay’in huzurunda savunmayi sürdürüyoruz. Umariz bu konuda da son gülen, adalet isteyen emekçiler olacaklardir. Dilenerek degil, dik durarak pespese elde edilen hukuki kazanimlarimizla -zorunlu olarak- yeniden yürürlüge sokulan EK-2 Degerlendirme Formu’nda genel olarak iyilesme yapilmistir. Ancak buna ragmen eksiklikler de mevcut. Kaderi Danistay’ta takip ettigimiz ana davaya bagli olan bu formu yargi huzuruna tasiyip tasimayacagimiza iliskin olarak kisa süre içinde kamuoyuna açiklama yapacagiz.
Yüksel ADIBELLI
Egitim-Is Genel Baskani