Bilindiği gibi, TBMM Genel Kurulu’nda 1/3/2014 tarihinde kabul edilen Milli Eğitim Temel Kanunu İle Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 4 yıl görev süresini dolduran tüm okul yöneticilerinin görevden alınmasını öngörmekteydi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın çıkardığı yönetici görevlendirme yönetmeliği çerçevesinde yapılan puanlama sonuçları bugün itibarı ile açıklanmıştır.
Milli Eğitim Bakanlığı sınav kazanarak göreve gelenler dahil tüm okul müdürlerini görevden almış görünmektedir. Görevden alınan okul müdürlerinin yerine yandaş sendika üyesi öğretmenlerin müdür olarak görevlendirileceği açıktır. Milli Eğitim Bakanlığı, AKP zihniyetinde olmayan müdürlerin kıyımını gerçekleştirmiş, hukuksuz uygulamalarına bir yenisini daha eklemiştir.
On binlerce yöneticinin görevinden alınması okulların açılması ile birlikte kaos yaşanmasına neden olacak, kariyer ve liyakat gözetmeksizin yapılan görevlendirmeler okullarımızda iş barışını bozacak ve eğitimin niteliğini daha da düşürecektir.
İktidar partisinin sevk ve idaresi altında bulunan Milli Eğitim Bakanlığı, yıllardır yandaşlarına göre kayırmacı bir sistem oluşturabilmek hiç durmadan düzenleme yapmaktadır. Söz konusu durum da eğitim kurumlarına yandaş yönetici görevlendirme hevesinin güncel örneğidir. Artık atamalarda liyakat ölçütü askıya alınmış, tek ölçü yöneticinin AKP’ye bağlılık derecesi ile AKP’nin yerelleştirmeci ve özelleştirmeci politikalarına hizmet edecek olması haline gelmiştir.
Yıllarca okullarını başarı ile yönetmiş yöneticilerin, öğretmenlerinden, öğrenci temsilcilerinden, velilerden yüksek puan almalarına rağmen, bu puanların Milli Eğitim yöneticilerinin verdiği puanların dörtte birini bile bulmaması, iktidarın bırakın kadrolaşmayı kendisine tamamen ve kayıtsız şartsız biat etmiş yönetici aradığını göstermektedir.
Hedef çok açıktır. Hedef, kamusal temel bir insan hakkı olan eğitimi, paydaş, katılımcılık ve yönetişim adı altında yerellere ve ardından şirketlere hizmet alım yoluyla peşkeş çekmektir. Bu açıdan bakıldığında ise hedef klasik kadrolaşma hedefini çoktan aşmıştır. Genel hedef eğitimin, GATS kapsamında hızla piyasaya açılmasını sağlamak, yerelleşme ve özelleştirme politikasına en iyi hizmeti sunabilecek CEO’ları görevlendirmektir.
Sonuç olarak eğitim yöneticilerinin belirlenmesi ve değerlendirilmesi sürecinde siyasi referanslar değil, liyakat ilkesi temel alınmalıdır. Hukuk büromuz, söz konusu yönetmeliğin yayımlanmasından sonra gerekli hazırlıklarını tamamlayarak yöneticilik için yeterli puan alamayan üyelerimize yönelik dava dilekçesi hazırlamıştır. Eğitim-İş olarak, bu haksız ve hukuksuz uygulamaya karşı gerekli demokratik ve meşru mücadelemizi sürdüreceğiz.
MERKEZ YÖNETİM KURULU
Şube ve Temsilciliklerimize Gönderdiğimiz Yazı İçin Tıklayınız