Güncel Şube Haberleri

15 Mayıs, 2024

EĞİTİM-İŞ YÖNETİCİLERİNİ HUKUKSUZLUKLABEZDİREMEZSİNİZ!

Türkiye’deki sendikal yaşamı yarattığı yandaş sendikalara mecbur bırakmaya çalışan iktidar, atadığı liyakatsiz yöneticiler eliyle gerçek emek mücadelesi veren sendika yöneticilerini hukuku arkadan dolanarak bezdirme gayretini de son sürat sürdürmektedir.

Bunun en güncel örneği Osmaniye Şube başkanımız Adem Yücel’e yaşatılanlar olmuştur. Yöneticimiz Adem Yücel, Osmaniye Rehberlik Araştırma Merkezi’nde (RAM) görevliyken, keyfi bir soruşturma açılıp bu soruşturma bahane edilerek başka ilçedeki bir ilkokula özel eğitim öğretmeni olarak sürülmüştür.

Kanunen bir sendika yöneticisi/temsilcisinin gerekçesiz olarak yer değiştirilmesi mümkün olmadığından, tamamen soyut ve dayanaksız suçlamalardan ibaret olan bir soruşturma açılmak suretiyle kanun arkadan dolanılmış, öğretmenimizin iyi bir sendikacı ve aydın bir eğitimci olması cezalandırılmıştır. 

Daha açık konuşacak olursak; Adem öğretmenimizden, Osmaniye şubemizin 6 Şubat depremlerinin ardından depremzede öğrencilere tanınan nakil hakkının bir kısım liyakatsiz yöneticilerce mevzuata aykırı işletildiğini, fen liselerindeki depremzede kontenjanlarında ayrımcılık gözetildiğini ortaya çıkarmasının bedelini ödemiştir. Yani yöneticimize açılan bu soruşturma da keyfi sürgün de, usulsüzlükleri ortaya çıkarılan milli eğitim müdürlüğünün husumetinin bir ürünüdür. Dolayısıyla bu sürgün milli eğitime, öğrencisine, adalete sahip çıkma potansiyeli olan eğitimcilere de bir gözdağıdır. 

Yapılan bu haksızlığı Türkiye’deki genel tabloyla birlikte okuduğumuzda manzara daha manidardır: okul yöneticilerinin yüzde 90’ından fazlası iktidar yandaşı sarı sendikanın üyeleri arasından seçilmektedir. Bir kayırma sistemi olan mülakat aracılığıyla sarı sendikalar lehine nasıl usulsüzlükler yapıldığı son yıllarda defalarca basına yansımıştır. Tayin, terfi gibi haklar artık neredeyse iktidar yandaşı sendikalara üye olanlara verilen haklar haline gelmiştir. Bu sendikalara üye olmayan eğitimcilerin çoğu en az bir kez bu sendikalara üye, liyakatsizce koltuk sahibi yapılan yöneticilerin mobbinginemaruz kalmıştır. Tüm bu doğrudan ve dolaylı yönlendirmelere rağmen eğitim emekçisinin gerçek emek mücadelesini Eğitim-İş’in ilkeli duruşunda bulması birilerine dert olmuş olacak ki, şimdi de bir sendika yöneticimiz keyfi biçimde sürgün edilmiştir.

Elbette biz bu kararın arkasındaki niyeti biliyoruz. Adem öğretmenimizin haklarını gasp eden bu karar aynı zamanda emekçilerin örgütlenme, sendikalaşma hakkına da darbedir, darbecileri tanıyoruz. Bu hukuksuz uygulama üzerinden hak arayan emekçilere gözdağı verilmeye çalışıldığını, “ya bizdensiniz ya düşman” dendiğini, Atatürkçü eğitimcilerin bu vesileyle korkutulmaya çalışıldığını biliyoruz. 

Şimdi de onlar bilecekler! Bilecekler ki Adem Yücel yalnız değildir. Bilecekler ki Eğitim-İş hiçbir ferdini yalnız, hiçbir hukuksuzluğu hesapsız bırakmaz! Bilecekler ki Başöğretmenin eğitim neferleri yılmaz, yıldırılamaz! 

Ailemizin bir parçası olan Adem Yücel’in maruz kaldığı keyfi sürgün ile ilgili hukuki işlem başlatacağımızın altını çiziyor, öğretmenimizin sonuna kadar yanında olduğumuzu ilan ediyoruz.