Güncel Şube Haberleri

04 Haziran, 2013

KONYA ŞUBEMİZ: "BASKILAR BİZİ YILDIRIMAZ

Konya Şubemiz, Taksim'de ve tüm Türkiye'de yaşanan olaylarda emniyet güçlerinin orantısız güç kullanımını, Genel Başkanımız Veli Demir'e, Ankara 2 Nolu Şube Yöneticisi Umut Çaltak ve Çukurova Temsilcilik Yönetim Kurulu Üyesi Şükrü Durna'ya yapılan saldırıyı kınadı.

Konya Şube Başkanımız Şükrü Balun'un yaptığı basın açıklaması şöyle:

"AKP’nin yaratmak istediği tek tip insan modeline karşı özgürlükleri savunan halkın demokratik talepleri doğrultusunda ortaya koyulan eylemler, güvenlik güçleri tarafından bizzat Başbakan ve Hükümetten alınan talimatlar sonucunda hukuk dışı uygulamalarla engellenmek istenmiş, eylemlere katılanlara orantısız güç kullanılmıştır.

AKP iktidarı adeta kendi halkına savaş açmış durumdadır. Birçoğu ağır olmak üzere yüzlerce vatandaşımız yaralanmış yine binlerce vatandaşımız ise gözaltına alınmıştır. Polisin müdahalesi sırasında, Genel Başkanımız Veli Demir, yakın mesafeden ve bilinçli şekilde hedef alınarak atılan gaz bombası kapsülü ile sırtından yaralanmış, üç kaburga kemiği kırılmıştır. Yine Ankara 2 No’lu Şube Mali Sekreterimiz Umut Çaltak’ın üzerine TOMA aracı sürülerek ezilmiş, arkadaşımız sağlık çalışanlarının müdahalesi sonucunda hayati tehlikeyi atlatmıştır. Çukurova Temsilcilik Özlük-Hukuk Sekreterimiz Şükrü Durna ise atılan plastik merminin başına isabet etmesi sonucu yaralanmıştır.

Sadece demokratik tepkilerini gösteren insanlara karşı yaşlı, çocuk demeden gerçekleştirilen orantısız güç kullanımı, AKP iktidarının toplumda ektiği kin tohumlarının faşizme dönüştüğünün önemli bir göstergesidir.

Yıllardır sahte demokrasi ve özgürlük söylemleriyle halkı oyalayan AKP’nin gerçek yüzü ortaya çıkmıştır. Yine halkın özgürlük ve demokrasi taleplerini gerici düzenlemelerle oyalayan AKP iktidarının,  halkı yoksullaştıran emek düşmanı, cumhuriyet düşmanı politikaları yanında çevre ve doğa içinde ne kadar zararlı olduğu ortaya çıkmıştır.

AKP’nin mucidi olduğu ileri demokrasi, eylemlerimizi, demokratik tepkilerimizi haktan saymamaktadır. Yandaş medya II.  Dünya Savaşı öncesi faşist Almanya’sında bile görülmeyen sansür uygulamaları nedeniyle günlerdir süren olayları görmezlikten gelmiştir. Halkın çığ gibi büyüyen tepkisi uluslararası basının birinci konusu olmasına rağmen, bu büyük toplumsal eylemi günlerce görmeyen medya bu başkaldırının altında kalmıştır.Bütün dünya televizyonları eylem alanlarından canlı yayın yaparken ileri demokrasinin kıskacındaki basınımız evlilik programları göstermekte ya da penguenleri izletmektedir.

Toplum basınıyla, medyasıyla, sendikasıyla, demokratik kitle örgütleriyle ablukaya alınmış vaziyettedir. Polis olayları bastırma adına ölçüsüz bir şekilde saldırmıştır. Hükümet bırakın olayları yatıştırmayı, halkın tepkisini dindirmeyi aksine olayları germeye devam etmektedir.

Başbakan Erdoğan ise bütün bu gelişmeler karşısında her zaman yaptığı gibi halka meydan okumayı sürdürmektedir.  Alkollü içki kullanımına ilişkin yasal düzenlemeyle ilgili 'İki tane ayyaşın yaptığı yasa sizin için muteber oluyor da, inancın emrettiği gerçek, niçin reddedilmesi gereken bir olay haline geliyor?' sözleri ile cumhuriyetin devrimlerini açık açık aşağılayan Başbakan, bu kez demokratik talepleri için direnen halkı “üç-beş çapulcu” olarak tanımlıyor. Başbakan’ın her konuşması tehdit, aşağılama ve şantaj içermektedir.

Emperyalizmin taşeronluğuna soyunarak, Suriye’de yaşanan iç savaşın destekçisi ve tetikçisi olan ve diktatörlere istifa çağrısı yapan Başbakan’a kendi sözleriyle sesleniyoruz, 'Zulüm ile abat olunmaz'. Yarattığınız şiddet dalgaları sizi de yutacaktır. Halkına zulmü, haksızlığı ve baskıyı reva gören bu iktidar artık meşruiyetini kaybetmiştir."