Milli Eğitim Bakanlığı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları Yönetmeliği 01.9.2016 tarihinde yayımlanmıştı.
Yönetmeliğin yayımlanmasının ardından kısa bir süre içerisinde yönetmeliği yargıya taşımıştık.
öncelikle yürütmesinin durdurulması ardından ise iptaline karar verilmesini talep etmiştik.
2016’dan bugüne kadar gelen süreçte geçici madde iptal edilerek bakanlıkça 6/7/2018 tarihinde
“(1) Proje okullarında görev yapmakta olan öğretmenlerin görev süreleri, bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle başlar.”
düzenlemesi yapılmıştı.
06/7/2018 tarihinde yapılan değişiklik yargı kararı gereği yapılmıştı. Bu gelişme sonucunda; 2016 yılında bir anda ilişiği kesilen öğretmenlere yönelik yeni bir hukuki durum ortaya çıkmış aynı zamanda yapılan değişiklikle göreve devam eden öğretmenlerin görev süreleri (yönetmelik öncesi süreç sayılmadan) hesaplanmaya başlanmıştır.
Ayrıca; öğretmen ve yönetici atamalarını düzenleyen 13. ve 14. maddelerde duyuru yer almadan atama yapılabilmesi Danıştay tarafından eksik düzenleme olarak görülmüştür.
Davamız ile ilgili Danıştay 2. Dairesinin 24/12/2019 tarihli kararında ise;
1. "Öğretmen olarak atanacaklarda aranacak genel şartlar" başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendindeki "Başvurunun son günü itibarıyla, son dört yıl içinde adlî veya idarî soruşturma sonucu aylıktan kesme ya da daha üst ceza almamış olmak" ibaresinin İPTALİNE;
2. ''Yönetici olarak görevlendirileceklerde aranacak genel şartlar'' başlıklı 9. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendindeki "Başvurunun son günü itibarıyla, son dört yıl içinde adlî veya idarî soruşturma sonucu aylıktan kesme ya da daha üst ceza almamış olmak" ibaresinin İPTALİNE;
karar verilmiştir.
Yani idare öğretmen ya da yönetici olarak proje okullarına atanmada engel olarak koyduğu “Başvurunun son günü itibarıyla, son dört yıl içinde adlî veya idarî soruşturma sonucu aylıktan kesme ya da daha üst ceza almamış olmak” ibarelerini iptal etmiştir.
Eğitim-İş olarak hukuki mücadelemizi devam ettireceğimizi Milli Eğitim Bakanlığına tekrar hatırlatmak istiyoruz.
Sayın bakanı ve bakanlık yetkililerini uyarıyoruz:
Proje okulu uygulamasının az sayıda okul ve özel durumlar için uygulanması amaçlandığı ifade edilmiştir. Gelinen noktada sadece sınavla öğrenci aldığı için proje okulu yapılan yani sınavla öğrenci alması proje kabul edilen okullar olduğu görülmektedir.
Kaldı ki proje okulları kritersiz atamalar (öğretmen/yönetici) nedeniyle iktidarın en kolay oynayabildiği alan olmuştur. Proje okullarında hakkı ile yani liyakat esasına göre atanan öğretmen sayısı neredeyse yoktur. Son zamanlarda bu okullarda görev yapan öğretmenlerin idarelerce tehdit aracı olarak kullanıldığı unutulmamalıdır. Öğretmeler sendikal ya da başka gerekçelerle görev sürelerinin uzatılmaması gibi tehditlerle karşı karşıya bırakılmaktadırlar.
Proje okulu uygulaması kaldırılmalıdır. Sınavla öğrenci alan eğitim kurumları için tecrübemiz vardır. Geçmiş yıllarda az sayıda olan Fen/Sosyal Bilimler/Anadolu Öğretmen/Anadolu liselerimizde öğretmen alımı tecrübesi unutulmamalıdır. Yargı kararları da bu doğrultudadır.
Proje okulu uygulaması ile adeta başarıdan başarıya koşan tek bir okul örneği gösteremezsiniz ama bu uygulama ile okulların içleri boşaltıldığı, öğretmenlerin görevine son verildiği ve liyakatsiz yönetici atamaları yapıldığı için başarısız duruma düşmüş birçok okul söyleyebiliriz.
Milli Eğitim Bakanlığının 10-11 Ekim 2019 tarihlerinde gerçekleştirdiği ve Eğitim-İş olarak maksimum katkı sunduğumuz çalıştay sonunda katılan tüm grupların ortak payda olarak vurgu yaptığı “PROJE OKULU UYGULAMASI VE ÖĞRETMEN/YÖNETİCİ ATAMALARI” önerileri bir an önce hayata geçirilmelidir.
Aksi halde yapılan çalıştayların hiç bir anlamı ve karşılığı olmadığı sonucu hakim olmaya devam edecek, verilen emeğe saygısızlıktan, kamu kaynaklarının israfından öteye gitmeyecektir.
MERKEZ YÖNETİM KURULU