DANIŞTAY BAŞKANLIĞI’NA
ANKARA
Telafisi Mümkün Olmayan Zararların Ortaya Çıkacağı Gözetilerek
Savunma Alınmaksızın ve Sonrasında Esas Hakkında Karar Verilinceye Kadar
Yürütmenin Durdurulması İstemlidir
DAVACI :Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (EĞİTİM-İŞ)
Ataç 2 Sokak 43/4 Kızılay – ANKARA
VEKİLİ :Av. Burak SABUNCU
Mithatpaşa Cad. 66/15 Kızılay-ANKARA
DAVALI :Milli Eğitim Bakanlığı-ANKARA
ÖĞRENME TARİHİ :25.11.2016
KONU :25.11.2016 tarih ve 29899 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Mîllî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yönetici Ve Öğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin;
öncelikle yürütmesinin durdurulması sonrasında iptali talebinden ibarettir.
AÇIKLAMALAR
Anaokullarında Rehber Öğretmen Bulundurulmamasına İlişkin Düzenleme Hem Pedagojik Açıdan Sakıncalı Hem de Hizmetin Gereklerinin Yerine Getirilmesi Bakımından Eksikliktir. Aynı hususa ilişkin Danıştay’ın Yürütmeyi Durdurma Kararı Olmasına Karşın İdare, Mahkeme Kararını Görmezden Gelerek Milli Eğitim Temel Mevzuatına da Aykırı Düzenlemeyi Tesis Etmiştir.
Davaya konu 25.11.2016 tarih ve 29899 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Mîllî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yönetici Ve Öğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin; 10. Maddesi ile Mîllî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yönetici Ve Öğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Yönetmeliğin 21.maddesinin 2. Fıkrasının a ve b bentleri ile yine 21. Maddenin 3. Fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesi öngörülmüştür.
a) Özel eğitim anaokulları hariç olmak üzere, özel eğitim kuramlarına (aynı bina veya bahçede farklı kademelerde eğitim veren özel eğitim kuramlarından öğrenci sayısı fazla olana verilmek üzere), toplam öğrenci sayısı 25 ve daha fazlası için 1,
b) Anaokulları hariç olmak üzere, ilkokullarda öğrenci sayısı 300, ortaokul ve imam hatip ortaokullarında öğrenci sayısı 150 ve daha fazla olanların her birine 1,"
"(3) Anaokulları hariç olmak üzere, özel eğitim kuramlarında öğrenci sayısının 100 ve 100'ün katlarına, diğer eğitim kuramlarında ise öğrenci sayısının 500 ve 500'ün katlarına ulaşması halinde her defasında ilave olarak 1 rehberlik alan öğretmeni norm kadrosu daha verilir.
Değişiklikten önceki yönetmeliğin ilgili hükmü ise;
Rehberlik alan öğretmeni norm kadrosu
MADDE 21- (1) Rehberlik ve araştırma merkezlerine, görev alanlarına giren il veya ilçenin nüfusu 100.000'e kadar olan yerlerde 4, sonra gelen her 50.000 nüfus için 1 rehberlik alan öğretmeni norm kadrosu verilir. Bu şekilde yapılacak hesaplama sonunda artan nüfusun en az 25.000 olması hâlinde ilave olarak bir rehberlik alan öğretmeni norm kadrosu daha verilir.
(2) Okul rehberlik servislerine;
a) Özel eğitim kuramlarında (aynı bina veya bahçede farklı kademelerde eğitim veren özel eğitim okulları dâhil) toplam öğrenci sayısı 25 ve daha fazlası için 1,
b) İlkokullarda öğrenci sayısı 300, ortaokul ve imam hatip ortaokullarında öğrenci sayısı 150 ve daha fazla olanların her birine 1,
c) Ortaöğretim kurumlarından öğrenci sayısı 150 ve daha fazla olanların her birine 1,
ç) Yatılı veya pansiyonlu eğitim kuramlarının öğrenci sayılarına bakılmaksızın her birine 1,
d)İlçe merkezindeki ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında öğrenci sayısının yetersiz olması nedeniyle norm kadro verilememesi hâlinde öğrenci sayısı en fazla olan eğitim kurumuna 1,
e) Meslekî eğitim merkezlerinden çırak ve kursiyer sayısı 200 ve daha fazla olanların her birine 1,
rehberlik alan öğretmeni norm kadrosu verilir.
(3) Her derece ve türdeki eğitim kurumlarına, öğrenci sayısının 500 ve 500’ün katlarına ulaşması hâlinde her defasında ilave olarak 1 rehberlik alan öğretmeni norm kadrosu daha verilir.
(4 )Bir yerleşim merkezindeki her eğitim kurumunda en az 1 rehber öğretmen norm kadrosu doldurulmadan ikinci ve müteakip norm kadrolara öğretmen atanamaz.
şeklinde yer almıştır.
Bu aşamada belirtmek gerekir ki düzenlemenin yer verdiğimiz önceki haline ilişkin olarak Danıştay 16.Dairesi 2015/10784E. sayılı dosya üzerinden gördüğü davada 24.03.2015 tarihinde yürütmenin durdurulması yönünde karar vermiştir. Kararın gerekçesi;
Ülke genelinde açılan bağımsız anaokullarının büyük çoğunluğunun öğrenci sayısının 500 altında bulunduğu dikkate alındığında, getirilen yeni düzenleme ile bağımsız anaokullarının rehber öğretmen norm kadrosunun büyük oranda kaldırıldığı sonucuna varılmaktadır…
Bu durumda anaokulu öğrenci yaş grubunun bireyin zihinsel ve kişisel gelişiminin oluştuğu yaş grubunda olduğu, koruyucu ve önleyici rehberlik hizmetlerinin problemlerin çözümünde iki aşamada daha etkili olacağı, çocuk dönemi hastalıkları olan şiddet, ihmal ve istismar açısından rehber öğretmenin öneminin yadsınamayacağı, bu yaş grubunun fazla rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmetine ihtiyacı olduğu gibi hususlar dikkate alındığında herhangi bir bilimsel veriye ve değerlendirmeye dayanılmadan, rehber öğretmen norm kadrosu yönünden önceki yönetmelikle bağımsız anaokullarına sağlanmış olan avantajı ortadan kaldıracak şekilde sadece öğrenci sayısının 500 ve 500ün katlarına ulaşması halinde her defasında 1 rehber öğretmen norm kadrosu ekleneceğini belirten ;dolayısıyla bağımsız anaokullarının özel durumu gözardı edilmesi sonucunu doğuran düzenlemede hizmet gereklerine ve hukuka uyarlık görülmemiştir…“
ifadesiyle yerini almıştır.
Danıştay kararında özetle, anaokullarında rehberlik hizmetinin sağlanmasının çocuğun gelişiminde ve korunmasında gerekli olduğu buna yönelik olarak da rehber öğretmen bulundurulması gerekliliği ifade edilmiştir. Ancak yer verdiğimiz şekilde Yüksek Mahkemenin açık bu gerekçesine karşın davalı idare, mahkeme kararını görmezden gelerek aynı düzenlemeyi tekrar getirmiş ve anaokullarında rehber öğretmen kadrosunun bulunmasına yönelik kararı dikkate almaksızın dava konusu düzenlemeyi tesis etmiştir.
Anılan düzenlemenin çocuk gelişimi ve çocuğun üstün yararı bakımından sakıncalı olacağı açıktır.
Anayasanın 41. Maddesinde;
I. Ailenin korunması ve çocuk hakları (1)
Madde 41 – Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. (2)
Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.
(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/4 md.) Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir.
(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/4 md.) Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.
şeklindeki hükümde, çocuğun korunması ve üstün yararı bakımından devletin her türlü tedbiri alması konusunda yüklediği görev açıktır.
Bununla birlikte Milli Eğitim mevzuatında da mevzu bahis olan husus, bu gerekliliği idareye sorumluluk olarak yüklemiş durumdadır.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 6. Maddesinde yer alan Milli Eğitim Temel unsurlarından olarak ifade edilen “yöneltme ilkesi” davaya konu düzenleme bakımından göz ardı edilmektedir. Hüküm;
II – Yöneltme:
Madde 6 – Fertler, eğitimleri süresince, ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda çeşitli programlara veya okullara yöneltilerek yetiştirilirler.
(Değişik: 16/8/1997 - 4306/3 md.) Milli eğitim sistemi, her bakımdan, bu yöneltmeyi gerçekleştirecek biçimde düzenlenir. Bu amaçla, ortaöğretim kurumlarına, eğitim programlarının hedeflerine uygun düşecek şekilde hazırlık sınıfları konulabilir.
Yöneltmede ve başarının ölçülmesinde rehberlik hizmetlerinden ve objektif ölçme ve değerlendirme metotlarından yararlanılır.
şeklinde yer almakta ve rehberlik hizmetlerinin öğrencinin yöneltilmesi bakımından gerekliliği açıkça ifade edilmiştir.
Bununla birlikte 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun 14. Maddesinde de;
Madde 14 – (Değişik: 12/10/1983 - 2917/4 md.)
(...) (1) İlkokullar ve ortaokullar birlikte veya ayrı oluşlarına, büyüklüğüne,(2) anasınıfları ve özel eğitim sınıflarının bulunuşuna göre, ilköğretim kurumlarında aşağıdaki görevliler bulunur:
a) Müdür ve müdür yardımcıları,
b) Öğretmenler; sınıf, branş, okul öncesi eğitim, özel eğitim öğretmenleri ile gezici öğretmenler ve usta öğreticiler,
c) Rehberlik uzmanları,
d) Sağlık, teknik, genel idare ve yardımcı hizmetler sınıflarına dahil personel ile eğitim faaliyetlerinin gerektirdiği diğer personel.
İlköğretim kurumlarındaki görevlilerin nitelikleri, görev ve yetkileri ile atanma usul ve esasları yönetmelikle tespit edilir. (3)
ifadesiyle yer alan hükümde özel eğitim sınıfları ve anasınıflarında, rehberlik uzmanlarını, bulunması gerekli görevliler arasında saymaktadır.
Bilindiği üzere rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmetleri öğrencilerin eğitim öğretim yaşamının içerisinde karşılaşacağı pek çok sorunun çözümü bakımından temel gereklilik olarak görülmüş ve faaliyetleri de buna göre tanımlanmıştır.
Milli Eğitim Bakanlığı Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Yönetmeliğinin 4. Ve 13. Maddesinde;
Tanımlar
Madde 4
i) Rehber Öğretmen (Psikolojik Danışman): Eğitim-Öğretim kurumlarındaki rehberlik ve psikolojik danışma servisleri ile rehberlik ve araştırma merkezlerinde öğrencilere rehberlik ve psikolojik danışma hizmeti veren, üniversitelerin psikolojik danışma ve rehberlik ile eğitimde psikolojik hizmetler alanında lisans eğitimi almış personeli,
Yönlendirmede Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri
Madde 13 - Yönlendirmedeki rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerinde; eğitsel, meslekî, bireysel rehberlik ile bireyi tanıma uygulamalarının ve sonuçlarının Öğrencinin yönlendirilmesi için kendisine ve velisine yardımcı olacak şekilde bütünleştirilmesi esastır. Bu bütünleştirmede öğrencinin gelişimsel, bireysel özellikleri ve gereksinimleri göz önünde bulundurulur.
Yönlendirmede rehberlik ve psikolojik danışma birimlerinin karar ve önerileri, öğrencinin ve velisinin kararının gerçekçi olması yönünde seçenekleri gösterici ve öneri niteliğindedir, öğrenci ve veli, kararlarının sorumluluğunu üstlenmek durumundadırlar.
rehberlik öğretmeni ve görev tanımına yer verilmiştir.
Görüleceği üzere öğrencinin rehberlik ve psikolojik danışma hizmetinden faydalanmasının eğitim öğretim yaşamında ne denli öneme sahip olduğu açıktır. Anaokullarında okuyan çocukların da yaşları ve gelişme çağları göz önüne alındığında aile eğitiminin yanında bu hizmetlerden faydalanması pedagojik açıdan zorunludur. Mahkemenizce uzman bilirkişilerden alınacak görüşlerde de söze konu durum bilimsel bakımdan da ortaya konulacaktır.
Davaya konu düzenlemenin hukuk devleti ilkesinin gereklilik ve ölçülülük ilkesinin ihlali niteliğinde olduğu ortadadır. Hizmet gereklerinin yerine getirilmesi ve kamu yararı dikkate alındığında davaya konu yönetmeliğin hukuka aykırılığı açıktır.
Diğer yandan davalı idare, mahkeme kararına rağmen aynı düzenlemeyi yenide tesis ederek Anayasanın 138. Maddesinde yer alan “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez. “ hükmünü ihlal etmektedir. Yargı kararının uygulanmaması sonucunu doğuran davaya konu düzenlemenin iptali gerekeceği de tartışmasızdır.
Eğitim Kurumlarının Norm Kadro Sayılarının Ekim Ayında Belirleneceğine Dair Düzenleme Kamu Hizmetlerini Aksatacak Nitelikte Olup, Öğretmenlerin ve Öğrencilerin de Mağduriyetlerine Neden Olacaktır. Bu Hususa İlişkin Mahkeme Kararını da Dikkate Almaksızın Düzenlenmiştir.
Dava konusu 25.11.2016 tarih ve 29899 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Mîllî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yönetici Ve Öğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 13.Maddesi ile Mîllî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yönetici Ve Öğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Yönetmeliğinin 26.maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"(1) Eğitim kurumlarının norm kadro sayılarının bu Yönetmelikte belirlenen norm kadro kriterleri çerçevesinde değişmesi halinde, değişikliğe konu olan eğitim kuramlarının norm kadro sayıları ekim ayında yeniden belirlenir. Bakanlık ihtiyaç duyulan hallerde bu ay dışında da eğitim kuramlarının norm kadro sayılarını yeniden belirleyebilir."
Hükmün değişiklikten önceki hali ise;
MADDE 26- (1) Eğitim kurumlarının norm kadro sayılarının bu Yönetmelikte belirlenen norm kadro kriterleri çerçevesinde değişmesi hâlinde, değişikliğe konu olan eğitim kurumlarının norm kadro sayıları Bakanlığın uygun gördüğü tarihlerde yeniden belirlenir.
şeklinde yer almaktaydı.
Söze konu bu hüküm de yukarıda işaret ettiğimiz Danıştay 16.Dairesi 2015/10784E. sayılı dosya üzerinden gördüğü davada 24.03.2015 tarihinde yürütmesi durdurulmuştur. Söze konu kararın gerekçesinde Yüksek Mahkeme;
“…Anılan yönetmelik uyarınca Milli Eğitim Bakanlığına bağlı her derece ve türdeki örgün ve yaygın eğitim kurumlarının yönetici ve öğretmen norm kadrolarının belirlenmesinde yönetim, eğitim ve öğretim hizmetlerinin yeterli ve gerekli personelce yürütülmesi,personel boyutunda atıl kapasite yaratılmaması, var olan atıl kapasitenin ihtiyaç duyulan okul ve kurumlara yönlendirilmesine zemin oluşturularak verimliliğe dönüştürülmesinin sağlanması, eğitim öğretim hizmetleri alanındaki kamu hizmetinin sürekli,etkili ve verimli bir şekilde sunulabilmesi için gereklidir.
Okul ve kurumların norm kadrolarının değişmesi durumunda bu değişikliğe konu olan okul ve kurumların norm kadro sayılarının ne zaman belirleneceğine ilişkin bir kurala yer verilmesi gerekirken bakanlığın uygun gördüğü tarihlerde denilmek suretiyle belirsiz bir takvim öngörülmesine ilişkin dava konusu düzenlemede hukuka uyarlık bulunmamaktadır…”
İfadesiyle konuya ilişkin görüşünü ortaya koymuştur.
Danıştay söze konu kararda özetle eğitim öğretimdeki personel kapasitesinin en verimli etkili ve sürekliliği sağlayacak şekilde kullanılmasının zorunlu olduğunu ve ihtiyaç duyulan okul ve kurumlara bu kapasitenin gerekli şekilde yönlendirilmesi gerekliliğini açıkça işaret etmiştir.
Ancak dava konusu düzenleme, hem bu hizmetlerin yürütülmesini aksatacak nitelikte ve hem de öğretmen ve öğrencileri de mağdur edecek şekilde yukarıda belirtilen gerekçedeki amacı yerine getirmekten uzak şekilde düzenlemiştir.
MEB’e bağlı Eğitim Kurumlarında ders yılı Haziran ayında sona ermekte ve ders yılının sona ermesiyle beraber öğretmenlerin yer değiştirmeleri 17.04.2015 tarih ve 29329 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama Ve Yer Değiştirme Yönetmeliğine göre gerçekleştirilmekte ve onbinlerce başvurunun alındığı yer değiştirmeler normlar güncellenmeden yapılmaktadır.
Örneğin normlar 2015-2016 eğitim öğretim yılına ait iken okullar kapandıktan (Haziran 2016’dan) sonra 2016-2017 eğitim öğretim yılında görev yapacak şekilde öğretmen alımı ve yer değiştirmeleri yapılmıştır.
Şöyle ki;
Başvuru ve atama sürecinin 11-31 Ağustos 2016 tarihlerini kapsadığı görülecektir.[1]
Norm kadrolar güncel olmadan yapılan atamalar iki şekilde mağduriyete yol açmaktadır.
Anılan bu hususlar değerlendirildiğinde norm güncellemelerinin yer değiştirme dönemlerinden önce yapılması gerektiği, Ekim ayında yapılacak norm güncellemelerinin eğitim öğretim aksamasına neden olacağı gibi öğrenci ve öğretmenleri mağdur edeceği açıkça ortadadır.
Söze konu düzenlemelerin iptali için de işbu dava yoluna gitmek gerekmiştir.
SONUÇ ve İSTEM:
Yukarıda arz ve izah edilen nedenler ve mahkemece resen gözetilecek hususlar dikkate alınarak,
25.11.2016 tarih ve 29899 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Mîllî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yönetici Ve Öğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin;
savunma alınıncaya ve sonrasında esas hakkında karar verilinceye kadar öncelikle yürütmesinin durdurulmasına ve sonrasında iptaline, cevap süresinin kısaltılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı idareye yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.
Davacı EĞİTİM-İŞ Sendikası Vekili
Av. Burak SABUNCU
EK.1-Onaylı vekaletname sureti.
EK.2-Dava konusu yönetmelik
[1] https://ikgm.meb.gov.tr/www/ogretmenlerin-2016-yaz-tatili-aile-birligi-saglik-can-guvenligi-mazeretleri-ve-engellilik-durumu-ile-diger-nedenlere-bagli-yer-degistirme-duyurusu/icerik/642