Özlük-Hukuk Açılan Davalar

Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin yürütmesinin Durdurulması İçin Dava Açtık

DANIŞTAY BAŞKANLIĞI’NA

ANKARA

                                                                                 

Telafisi Mümkün Olmayan Zararların Ortaya Çıkacağı Gözetilerek

 

Savunma Alınmaksızın ve Sonrasında Esas Hakkında Karar Verilinceye Kadar

 

Yürütmenin Durdurulması İstemlidir

 

 

DAVACI                               :Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (EĞİTİM-İŞ)

                                               Ataç 2 Sokak 43/4 Kızılay – ANKARA

 

VEKİLİ                                 :Av. Burak SABUNCU

                                               Mithatpaşa Cad. 66/15 Kızılay-ANKARA

 

DAVALI                                           :Milli Eğitim Bakanlığı-ANKARA

 

ÖĞRENME TARİHİ          :28.10.2016

 

KONU                                   :28.10.2016 tarih ve 29871 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in;

  • 8. Maddesi ile, Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinin 23. Maddesinin 2. fıkrasına eklenen (h) bendinin,

 

  • 11. Maddesi ile değiştirilen, Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinin 30. Maddesinin 1.fıkrasında yer alan “en az 70” ibaresinin,

 

  • 30. Maddesi ile, Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinin 88.maddesine eklenen 8.fıkrasının eksik düzenleme nedeniyle,

 

  • 31.maddesi ile, Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinin 91.maddesinin 2. Fıkrasına eklenen (ğ) bendinin,

 

öncelikle yürütmesinin durdurulması sonrasında iptali talebinden ibarettir.

 

 

 

 

AÇIKLAMALAR

1- Hafızlık Belgesi Verilen Öğrencilere “Eşitlik İlkesi” Gözetilmeksizin Ayrıcalık Tanınmıştır.

28.10.2016 tarih ve 29871 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in 8. Maddesi ile, Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinin 23. Maddesinin 2. fıkrasına (h) bendi olmak üzere aynen;

“h) 8 inci sınıfı tamamlayan ve Diyanet İşleri Başkanlığınca hafızlık belgesi verilen ancak yerleştirmeye esas puanı bulunmayan ya da herhangi bir ortaöğretim kurumuna yerleşemeyen öğrenciler tercihleri de dikkate alınarak hafızlık programı uygulayan Anadolu imam hatip liselerine komisyonca dengeli bir şekilde yerleştirilir.”

düzenlemesi tesis edilmiştir.

Hükme göre, 8. Sınıfı tamamlayan öğrencilerin Diyanet İşleri Başkanlığınca verilen hafızlık belgesi almaları halinde, yerleştirmeye esas puanı olmaması(yani TEOG Sınavına hiç girmemiş olması) ya da herhangi bir ortaöğretim kurumuna yerleşememesi(yani TEOG sınavından yeterli puanı alamaması) durumunda Anadolu imam hatip liselerine yerleştirilmesi öngörülmüştür.

Bilindiği üzere Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sınavına(TEOG) katılan öğrencilerin sınavdan aldığı puanlar doğrultusunda yapılan sıralama neticesinde öğrenciler ortaöğretim kurumlarına yerleştirilmektedir. Bu sınavdaki puanlamaya göre de sınava girmeyen ya da yeterli puanı alamayan öğrencilerin de açık liseye(açık ortaöğretim kurumlarına) yönlendirilmesi söz konusu olmaktadır. Bu husus 2016 yılı ORTAÖĞRETİM KURUMLARINA GEÇİŞ UYGULAMASI TERCİH VE YERLEŞTİRME e-KILAVUZU’nun “yerleştirme işlemleri” bölümünde ifade edilmiştir.(EK-2) 

1.4. YERLEŞTİRME İŞLEMLERİ

b) Tercih yapmayan öğrenciler ile hiçbir tercihine yerleşemeyen öğrenciler, sistem tarafından açık ortaöğretim kurumlarına yerleştirilecektir. Ancak, özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerin yerleştirme işlemleri bu kılavuzun 1.7, 1.8 ve 1.9 maddelerine göre gerçekleştirilecektir.

Davaya konu düzenlemede ise hafızlık belgesi alan öğrencilerin TEOG sınavından muaf tutularak Anadolu imam hatip liselerine yerleştirilmesi öngörülmüştür. Ortaöğretim kurumlarına yerleştirilmede temel yarışma sınavı olan TEOG bypass edilerek sistemin ruhuna aykırı şekilde, ortaöğretime yerleştirilmede hiçbir şekilde bir yeterlilik kriteri olarak kabulü mümkün olamayacak hafızlık belgesi yerleştirmede esas alınacaktır.

TEOG sınavı ile öngörülen yeterlilik değerlendirmesinin, hafızlık belgesi ile eşdeğer tutulması, eğitim öğretimde ölçme değerlendirme sistemine aykırı olduğu gibi anayasanın eşitlik ilkesine de aykırılık teşkil etmektedir. Anayasanın 10. Maddesinde;

X.  Kanun önünde eşitlik

Madde 10.– Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.

(Ek: 7.5.2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. (Ek: 7/5/2010-5982/1 md.) Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.

(Ek: 7/5/2010-5982/1 md.) Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.

Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.

Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde(*) kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.

denilmiş, bununla birlikte 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunda;

V – Fırsat ve imkan eşitliği: Madde 8 – Eğitimde kadın, erkek herkese fırsat ve imkan eşitliği sağlanır. Maddi imkanlardan yoksun başarılı öğrencilerin en yüksek eğitim kademelerine kadar öğrenim görmelerini sağlamak amacıyle parasız yatılılık, burs, kredi ve başka yollarla gerekli yardımlar yapılır

İfadesiyle “imkan ve fırsat eşitliği” Milli Eğitim Sisteminin temel ilkeleri arasında yerini almıştır.

Bu haliyle ortaöğretime geçişte TEOG sınavına eşdeğer olamayacak hafızlık belgesinin ortaöğretime geçişte bir yeterlilik olarak kabul edilmesiyle, hafızlık belgesi bulunan ve bulunmayan öğrenciler arasında eşitlik ilkesine aykırı şekilde ayrımcılık yaratıldığı açıktır. TEOG sınavına girmeyen ya da yeterli puanı alamayan hafızlık belgesi olmayan öğrencilerin açık liseye yönlendirilirken hafızlık belgesi olan öğrencilerin TEOF sınavından muaf tutulması hukuka aykırıdır.

 

2- İdarece Öngörülen Başarı Puanı, Amaca “Uygunluk, Ölçülülük ve Gereklilik” İlkeleri Gözetilmeksizin Belirlenmiştir.

28.10.2016 tarih ve 29871 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in; 11. Maddesi ile değiştirilen, Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinin 30. Maddesinin 1.fıkrası aynen;

MADDE 11 – Aynı Yönetmeliğin 30 uncu maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(1) Mesleki ve teknik Anadolu liselerinin Anadolu teknik programlarına geçiş için ortaöğretim kurumlarının 9 uncu sınıfını doğrudan geçen ve yılsonu başarı puanı en az 70 olan öğrenciler başvurabilir. Başvuru ve yerleştirme işlemleri Bakanlıkça belirlenen esaslara ve kayıt takvimine göre e-Okul sistemi üzerinden yapılır.”

 

şeklinde yer almıştır.

 

Hükme göre Mesleki ve teknik Anadolu liselerinin Anadolu teknik programlarına geçiş için ortaöğretim kurumlarının 9 uncu sınıfını doğrudan geçen ve yılsonu başarı puanı en az 70 olan öğrencilerin başvurabileceği ifade edilmiştir.

Hükmün eski hali ise;

Anadolu teknik programına geçiş (Değ: 13/09/2014-29118 RG)

MADDE 30- (1) (Değ: 13/09/2014-29118 RG) Mesleki ve teknik Anadolu liselerinin Anadolu teknik programlarına geçiş için, ortaöğretim kurumlarının 9 uncu sınıfını doğrudan geçen ve yılsonu başarı puanı en az 55 olan öğrenciler başvurabilir. Başvuru ve yerleştirme işlemleri Bakanlıkça belirlenen esaslara ve kayıt takvimine göre e-Okul sistemi üzerinden yapılır.

şeklinde yer almaktaydı.

İdarece yapılan düzenlemede başarı puanı 55’den 70’e çıkarılmıştır.

Mesleki ve teknik Anadolu liselerinde mesleki ve teknik eğitim bölümleri olmak üzere iki kısma ayrılmaktadır. Bunlardan teknik program nispeten daha kalifiye(akademik başarısı nispeten daha iyi olan) öğrencilerin yer aldığı program olarak düzenlenmiştir. Bu bölümlere yerleştirmeler, başarı puanı sıralaması neticesinde yapılmaktadır. Bu halde de zaten mevcut öğrencinin başarı durumuna göre bir ölçme değerlendirme ve derecelendirme yapılmaktadır. Ancak değişiklikle birlikte başarı puanının en az 70 puan şeklinde belirlenmesiyle birlikte teknik bölüme öngörülen bu taban puan nedeniyle bu bölümdeki kontenjanın doldurulamaması ve teknik bölüm için gerekli olan ihtiyaç duyulan sayıda öğrencinin yerleştirilememesine bununla birlikte mesleki eğitim bölümünde yığılmaya neden olacaktır. Örneğin: 30 kontenjanlı bir okulu tercih edenlerden 70 puana sahip 25 öğrenci varsa Sınıfı doğrudan geçmiş fakat yılsonu ortalaması 69 olan bir öğrenci Teknik bölüme geçemeyecek ve 5 kontenjan boş kalacaktır. Kaldı ki Teknik Lise tercihleri 9.sınıf sonunda yapılmakta ve Teknik Lise Bölümüne ülke genelinde şartları uygun herkes başvurabilmektedir.

İdarenin bu tür düzenleyici işlemlerinde takdir yetkisinin varlığı kabul edilmekle birlikte, bu yetkinin, “ölçülülük, gereklilik, amaca uygunluk, hizmetin gerekliliği ve kamu yararı” gibi ilkelerle de uyum içerisinde olmak zorunluluğu idare hukukunun bilinen ilkelerindendir. Kamu hizmetlerinin görülmesinde özellikle de eğitim öğretim sisteminin düzenlenmesinde öğrencinin yararı, kaynakların etkin kullanımı ve buna ilişkin kamu personelinin de en verimli şekilde görevlendirilmesi esastır. Bu bağlamda da idarenin davaya konu puan arttırmasının gerekçelerini ortaya koymak zorunda olduğunu ifade etmek gerekir.

 

3- Tatil Süreleri İçinde Öğretmenlerin “Dinlenme Hakkı” Gözetilmeksizin Görevlendirilmesine Olanak Sağlayan Hüküm Anayasa Aykırıdır.

28.10.2016 tarih ve 29871 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in; 30. Maddesi ile, Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinin 88.maddesine eklenen 8.fıkrası aynen;

(8) Yarıyıl ve yaz tatilinde staj ve işletmelerde beceri eğitimine devam eden öğrenci bulunması hâlinde ikinci fıkranın (b) bendinde belirlenen esaslara göre koordinatör öğretmen görevlendirilir.”

şeklinde yer almıştır.

Hükme göre Yarıyıl ve yaz tatilinde işletmelerde staj gören öğrencilere koordinatör öğretmen görevlendirileceği ifade edilmiştir.

Burada koordinatör öğretmenlik konusunda kısaca bilgi vermek gerekecektir.

Koordinatör öğretmen, özetle işletmelerde mesleki eğitim stajı gören öğrencilerin durumlarına izlemek üzere görevlendirilir. Bu öğretmenler belli aralıklar ile işletmelere giderek öğrencilerin durumlarını incelerler. Buna ilişkin esaslar yine dava konusu yönetmeliğin 88. Maddesinde yer almıştır.

Koordinatör öğretmen görevlendirilmesi

MADDE 88- (1) İşletmelerdeki mesleki eğitimle staj (Değişik ibare:RG-13/9/2014- 29118) çalışmalarının planlı olarak yürütülmesi, programa uygunluğunun izlenmesi, ortaya çıkabilecek sorunların belirlenmesi, öğrencilerin başarı, devamsızlık ve disiplin durumlarının izlenmesi ve rehberlikte bulunulması amacıyla okulda alanı atölye, laboratuvar ve meslek dersleri öğretmenliği olan yönetici ve öğretmenler arasından koordinatör öğretmen görevlendirilir. Diğer alanlardan olan yönetici ve öğretmenlere bu kapsamda görev verilmez. Koordinatör olarak görevlendirilen öğretmenlerin isimleri ilgili işletmeye bildirilir.

(2) Koordinatör öğretmen görevlendirilmesinde aşağıdaki esaslar dikkate alınır:

b)(Değişik:RG-13/9/2014-29118) İşletmelerde mesleki eğitim ek ders görevi verilmesinde işletmelerin okula uzaklığı, ulaşım durumu, işletme sayısı, işletmeler arası uzaklık ve işletmedeki öğrenci sayısıyla bunlarla ilgili iş ve işlemlerde harcanılacak zaman gibi ölçütler esas alınır. Hangi güzergâhtaki, kaç işletme ve öğrenci için kaç saat ek ders görevi verilebileceği, koordinatör müdür yardımcısının başkanlığında alan zümre başkanlarıyla birer alan öğretmeninden oluşan komisyonca planlanır. Okul yönetimince, bu planlama da göz önünde bulundurularak ilgili alan öğretmenlerine görev dağılımı yapılır. Bu kapsamda bir öğretmene aynı gün için 8 saatten fazla ek ders görevi verilmez. Yarıyıl ve yaz tatilinde staj yapan öğrenciler ile varsa mesleki eğitim gören öğrenciler için işletme ve öğrenci sayısı dikkate alınarak yeniden değerlendirme yapılır ve belirlenecek program çerçevesinde öğretmen görevlendirilir

Dava konusu düzenlemede de yine bu maddenin 2.fıkrasının b bendine göre koordinatör öğretmen görevlendirileceği ifade edilmiştir.

Burada sorun olan mesele ise yaz tatili ve yarıyıl tatili öğretmenlerin dinlenmeleri için öngörülmüş tatil dönemleridir. Dava konusu düzenleme ise bu tatil dönemleri sırasında öğretmenlere bu koordinatör öğretmenlik görevinin verilmesini öngörmektedir. Ancak düzenlemede bu görevin verilmesinde öğretmenin istek ve tercihinin dikkate alınacağı yer almamıştır. Hükümdeki ifade resen görev verilebilmek üzere düzenlenmiştir. Bu husus ise Anayasanın 18. ve 50. maddelerinde;      

II. Zorla çalıştırma yasağı

  Madde 18 – Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.

  Şekil ve şartları kanunla düzenlenmek üzere hükümlülük veya tutukluluk süreleri içindeki çalıştırmalar; olağanüstü hallerde vatandaşlardan istenecek hizmetler; ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları, zorla çalıştırma sayılmaz.

B. Çalışma şartları ve dinlenme hakkı

  Madde 50 – Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz.

  Küçükler ve kadınlar ile bedeni ve ruhi yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar.

  Dinlenmek, çalışanların hakkıdır.

Ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartları kanunla düzenlenir.

şeklinde yer alan,  bununla birlikte Türkiye’nin de taraf olduğu ve iç hukuk mevzuatının parçası haline gelmiş uluslararası sözleşmeler de de aynı doğrultunda güvenceye alınan  “angarya yasağı” ve “dinlenme hakkına” aykırılık teşkil etmektedir.

Ayrıca 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 103. Maddesinde;

Öğretmenler yaz tatili ile dinlenme tatillerinde izinli sayılırlar.Bunlara, hastalık ve diğer mazeret izinleri dışında, ayrıca yıllık izin verilmez.

Denilmiştir. Bu itibarla kanunda öğretmenlerin tatil günleri açıkça ifade edilmiştir.

Görüleceği üzere üst norm olan yasaya aykırı şekilde düzenlenen hüküm hukuka aykırıdır. Sonuç olarak düzenleme yasaya açık aykırılık taşıması ve yapılacak görevlendirmede öğretmenin istek ve tercihinin dikkate alınmasını düzenlememesi nedeniyle eksik düzenleme niteliğindedir.

 

4- Özel Eğitim Öğretmenlerine Nöbet Görevi Verilmeyeceğine Yönelik Düzenleme Görevin Mahiyeti İtibarı ile Olanaksızdır ve bu Öğretmenlerin Toplu Sözleşmeyle Sağlanan Mali Haklarının Engellenmesine Yöneliktir.

28.10.2016 tarih ve 29871 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in; 31.maddesi ile, Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinin 91.maddesinin 2. Fıkrasına eklenen (ğ) bendi;

ğ) (Ek:RG-28/10/2016-29871) Özel eğitim sınıflarında görev yapan özel eğitim öğretmenleri ile çocuk gelişimi alanına ait uygulama ana sınıflarında görev yapan okul öncesi öğretmenleri nöbet görevinden muaf tutulur.

şeklinde yer almıştır.

Özel eğitim sınıfları, özel eğitime ihtiyaç duyan ve ayrı bir sınıfta öğrenim görmeleri uygun olan öğrencilerin özel eğitim anlamında buna ihtiyaç duymayan akranlarıyla birlikte aynı okul içerisinde farklı sınıflarda eğitim görmeleri amacıyla oluşturulan sınıflardır.

Bu sınıflarda da özel eğitim öğretmenleri görev yapmaktadır.

Bu sınıflarda eğitim gören öğrencilerin özel durumları göz önünde bulundurulduğunda özel eğitim öğretmenlerinin teneffüs ve dinlenme saatleri diğer sınıflardan farklılık arz etmektedir. Bu sınıflarda normalde iki öğretmen görevlendirmesi yapılması gerekmektedir. Ancak gerekçe gösterilerek çoğu okulda bu uygulama mümkün olamamaktadır. Bu durumda da öğretmenler teneffüse dahi çıkamamakta özel ihtiyaçlarını dahi gidermekte zorlanmaktadır. Yani bu öğretmenler esasında normalde teneffüs saatlerinde nöbet tutan öğretmenin yapmış olduğu işi her gün kendi sınıfları için yerine getirmektedir.

Burada bu öğretmenlerin özel durumunun mahiyetine ilişki olarak ders saatleri dışında sürekli şekilde fiilen nöbet görevi yerine getirilmektedir.

Ekte sunduğumuz Bakanlık görüş yazısında da görüleceği üzere bu öğretmenlerin durumlarına ilişkin Bakanlık özetle bu öğretmenlerin fiilen bu nöbet görevini yerine getirmesi gerektiğini ifade ederek “meseleyi okul içerisinde siz aranızda bir şekilde çözün” mahiyetinde bir görüş belirtmiştir.(EK-3) 

Davaya konu ettiğimiz hükümde ise bu öğretmenlere nöbet görevi verilmez şeklindeki bu düzenleme hem mevcut şartların gerçekleriyle örtüşmemekte hem de bu öğretmenlerin mali kaybına neden olmaktadır. İdare hem mali imkanları gerekçe göstererek öğretmenin dinlenme ihtiyacına yönelik gerekli tedbirleri almamakta, hem de bu öğretmenler fiilen nöbet tutmalarına rağmen nöbet görevinden muaf tutuldukları düzenlemesi nedeni ile nöbet ücreti ödemeyecektir.  Çünkü Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2016 ve 2017 Yıllarını Kapsayan 3. Dönem Toplu Sözleşme’nin İKİNCİ BÖLÜMÜ olan Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmet Koluna İlişkin Toplu Sözleşmenin 22. Maddesinde;

NÖBETÜCRETİ
Örgün eğitim kurumlarında ek ders ücreti

MADDE 22- (1) Örgün eğitim kurumlarında (mesleki eğitim merkezleri dahil) ders yılı süresi içinde eğitim ve öğretimin fiilen yapıldığı normal çalışma günleri için ilgili mevzuatına göre kendilerine nöbet görevi verilen ve bu görevi de fiilen yerine getiren müdür yardımcıları ile öğretmenlere, 2016 yılında haftada 2 saati ve 2017 yılında ise haftada 3 saati geçmemek üzere ek ders ücreti ödenir.

denilmiştir.

Nöbet ücreti bakımından Toplu sözleşme hükmünden faydalanabilmesi için ilgili mevzuatlarında kendilerine nöbet görevi verilmesi şartı yer almaktadır. İdare anılan bu hükümleri gerekçe göstererek bu öğretmenlere nöbet ücretlerini ödemeyebilecektir.

Bu suretle de hakkaniyete aykırı şekilde kanuna karşı hile anlamına gelecek bu yöntemle mali haklar kullanılamaz hale getirilmek istendiği açıktır.

Kaldı ki Okul Öncesi ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde 16.06.2016 tarihinde yapılan değişiklik;

Müdür yardımcısı ve öğretmenlerin nöbet görevi

MADDE 44 – (Başlığı ile Birlikte Değişik:RG-16/6/2016-29744) (1)

… (2) Bağımsız anaokulu, ana sınıfı ve uygulama sınıfı öğretmenleri kendi devrelerinde ve etkinlik saatleri dışındaki zamanlarda nöbet tutarlar.

 

şeklinde yer almakta olup uygulama sınıfı öğretmenlerine nöbet görevinin yanı sıra buna bağlı olarak Nöbet Ücreti almaları sağlanmıştır. Dava konusu düzenleme ile Okul Öncesi ve İlköğretim Kurumlarında görev yapan Uygulama sınıfı öğretmenleri ile dava konusu Ortaöğretim Kurumlarında görev yapan öğretmenler arasında eşitsizliğe yol açacaktır.

 

 

 

 

 

 

 

SONUÇ ve İSTEM:

Yukarıda arz ve izah edilen nedenler ve mahkemece resen gözetilecek hususlar dikkate alınarak,

28.10.2016 tarih ve 29871 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in;

  • 8. Maddesi ile, Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinin 23. Maddesinin 2. fıkrasına eklenen (h) bendinin,

 

  • 11. Maddesi ile değiştirilen, Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinin 30. Maddesinin 1.fıkrasında yer alan “en az 70” ibaresinin,

 

  • 30. Maddesi ile, Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinin 88.maddesine eklenen 8.fıkrasının eksik düzenleme nedeniyle,

 

  • 31.maddesi ile, Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinin 91.maddesinin 2. Fıkrasına eklenen (ğ) bendinin,

savunma alınıncaya ve sonrasında esas hakkında karar verilinceye kadar öncelikle yürütmesinin durdurulmasına ve sonrasında iptaline, cevap süresinin kısaltılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı idareye yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.

Davacı EĞİTİM-İŞ Sendikası Vekili

Av. Burak SABUNCU

EKLER.

EK.1-Onaylı vekaletname sureti.

EK.2-2016 Yılı Ortaöğretim Kurumlarına Geçiş Uygulaması Tercih Ve Yerleştirme E-Kılavuzu

EK.3-Bakanlık görüş yazısı.