Özlük-Hukuk Açılan Davalar

ORTAÖĞRETİM KURUMLARI YÖNETMELİĞİNE DAVA AÇTIK

16.09.2017 tarih ve 30182 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde pek çok hukuka aykırı düzenlemeler yerini almıştır.

Yönetmelikte, güzel sanatlar liseleri, spor liseleri ile klasik sanatlar ve musiki, görsel sanatlar ve spor programı/projesi uygulayan Anadolu imam hatip liselerine yer verilmiştir. Oysaki fen ya da sosyal bilimler ya da sanat programı uygulayan Anadolu imam hatip lisesi gibi okul türleri bulunmamakla birlikte tür olarak ayrılan bu okulların bir başka tür okul programı uygulaması mevzuata göre olanaklı değildir. İmam hatiplerin cazibesinin arttırılması amacıyla getirilen bu düzenleme açıkça hukuka aykırıdır.

Düzenlemede, Özel eğitim sınıflarında görev yapan özel eğitim öğretmenleri nöbet görevinden muaf tutulması söz konusudur. Özel eğitim öğretmeleri işlerinin doğası gereği aslında fiilen nöbet görevini yerine getirmelerine rağmen bu hükmün bulunması nedeniyle toplu sözleşmede öngörülen nöbet ücretinden faydalanamamaları söz konusu olabilecektir. Bu suretle de hakkaniyete aykırı şekilde kanuna karşı hile anlamına gelecek bu yöntemle mali hakların kullanılamaz hale getirilmek istendiği açıktır.

Bir başka düzenleme olarak “Nöbetçi öğretmen çeşitli nedenlerden dolayı öğretmeni bulunmayan sınıfın düzenini ve öğrencilerinin etüt çalışması yapmalarını sağlar.” hükmü yer almıştırAncak özellikle nöbetçi öğretmenin öğrencilere etüt çalışması yaptırmasına ilişkin düzenleme muğlak ve amacı yerine getirmekten uzak olup öğretmen bakımından angaryaya dönüşebilecek niteliktedir. Etüt çalışması ile kastedilen ders saati boyunca öğrencilerin başında duracak mıdır? Çalışmaları hangi disiplinde gerçekleştirecektir? Örneğin nöbetçi öğretmen matematik öğretmeni ise din kültürü dersinde nasıl bir etüt çalışması yaptıracaktır? Ya da nöbetçi öğretmenin aynı gün ayrıca kendi ders saati varsa öğretmeni olmadığı için boş olan dersin öğrencilerine nasıl etüt çalışması yaptıracak, boş olan sınıftaki meselelere nasıl müdahale edebilecektir. Dahası aynı saatte kendi dersinde olan öğretmen nöbetçi öğretmen olması nedeni ile boş dersi olan sınıfta yaşanan olumsuz durumlardan sorumlu tutulacak mıdır? Bu yönlerden bakıldığından düzenleme belirsiz, sorumluluk esaslarına aykırı ve öğretmen bakımından angaryaya dönüşebilecek niteliktedir.

Belletici ve nöbetçi belletici öğretmenlik görevi pansiyonun bağlı bulunduğu okulda görev yapan kadrolu öğretmenler tarafından yürütüleceği yönündeki hüküm de öğretmenlere angaryaya dönüşebilecek bir düzenlemedir. Oysaki anılan görevin, öncelikle pansiyonun bağlı bulunduğu okulda görev yapan öğretmenlerden istekli olanlar arasından yapılması, ihtiyacın karşılanamaması halinde aynı yerleşim biriminde görev yapan öğretmenlerden istekli olanlar arasından yapılması, buna rağmen ihtiyacın giderilememesi halinde sonrasında resen görevlendirmelerin gündeme gelmesi şeklinde düzenlenmesi gerekmektedir. Bu halde hem öğretmenler ifade edildiği gibi mağdur olmayacak hem de belleticilik görevi de aksatılmamış olacaktır. Bu haliyle istekli olan öğretmenlere de ek mali bir katkı sağlanmış olacaktır. Ayrıca görevlendirmede sadece kadrolu öğretmenler ifadesi ile sözleşmeli öğretmenlere bu görevin verilmeyeceği sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu durumun ise eşitlik ilkesinin ihlali niteliğinde değerlendirilmesi gerekir.

Davalı idarenin “Atatürk” ismini her fırsatta mevzuattan çıkarma anlayışı bu düzenlemede de kendini göstermiştir.

Değişiklikten önceki yönetmeliğin 109.maddesinde, öğretmenler kurulunda; ç) Atatürkçülükle ilgili konuların derslerde işlenişine ilişkin hususların görüşülmesi ve yönetmeliğin 111. maddesinde, zümre öğretmenler kurulunda; c) Öğretim programlarında yer alması gereken Atatürkçülükle ilgili konular üzerinde durularak çalışmaların buna göre planlanması, düzenlemelerinin yer almasına rağmen yeni yönetmelikte bu ibareler tamamıyla kaldırılmıştır.

Kanunda ve tüm içtihatlarda sabit olduğu üzere Milli Eğitim Sisteminin temel ilkesi olan Atatürk İlke ve İnkılaplarının mevzuatlardan silinme çabası her yeni Bakanlık düzenlemesinde göze çarpmaktadır. Daha önce olduğu gibi bugün de bu gayretlere geçit vermeyeceğiz.

Bakanlığın mahkeme kararlarını gereği gibi uygulamama geleneğinin bir örneği daha yönetmelikte yerini almıştır. Yönetmeliğe eklenen geçici 8. maddede “Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Meslekî ve Teknik Eğitim Okul ve Kurumları Alan/Bölüm, Atölye ve Laboratuvar Şefliklerine İlişkin Yönerge hükümlerine göre görev yapmakta olan şeflerin görevi, görevlendirme süresi sona erinceye kadar devam eder.” ifadesi yer almıştır.

Sendikamızca açılan davada Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Meslekî ve Teknik Eğitim Okul ve Kurumları Alan/Bölüm, Atölye ve Laboratuvar Şefliklerine İlişkin Yönerge Danıştay 2. Dairesinin 2016/12478E. sayılı kararı ile yürütmesi durdurulmuştu. Bu halde anılan yönerge kapsamında yapılan görevlendirmelerin de hukuka aykırılığı mahkeme kararı ile tescil edilmiştir. Bakanlığın, mahkeme kararı doğrultusunda iptal edilen düzenleme kapsamında yapmış olduğu şeflik görevlendirmelerini iptal ederek, şeflik görevlendirmelerine ilişkin kariyer ve liyakatı sağlayacak somut kriterler öngördüğü bir yönetmelik düzenlemesi tesisi, bu kapsamda da buna uygun görevlendirmeler gerçekleştirmesi gerekmesine rağmen mahkeme kararına açıkça aykırı dava konusu bu düzenleme ile hukuka aykırı şekilde şefliklerin görevlerinin devam ettirilmesini öngörmüştür.  

İşaret edilen hukuka aykırılığı ortada olan Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinin ilgili hükümlerine sendikamızca dava açılmıştır.

            MERKEZ YÖNETİM KURULU