Özlük-Hukuk Açılan Davalar

:Seyhan Kaymakamlığı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün 25.11.2016 tarih ve 13343320 sayılı işleminin öncelikle yürütmesinin durdurulması sonrasında iptali hakkında dava açtık

ADANA NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA

                                   Yürütmenin Durdurulması İstemlidir

 

DAVACI       :Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (EĞİTİM-İŞ)

                        Ataç 2 Sokak 43/4 Kızılay – ANKARA

VEKİLİ         :Av. Burak SABUNCU

                        Mithatpaşa Cad. 66/15 Kızılay-ANKARA

DAVALI       :Seyhan Kaymakamlığı -SEYHAN/ADANA

Ö.TARİHİ     :25.11.2016

KONU                        :Seyhan Kaymakamlığı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün 25.11.2016 tarih ve 13343320 sayılı işleminin öncelikle yürütmesinin durdurulması sonrasında iptali talebi hakkındadır.

AÇIKLAMALAR

İdarenin Öğrencileri Namaz Kılmaya Çağırması, Laik Devlet İlkesinin Açıkça İhlalidir. Söz Konusu Hukuka Aykırılık Mevzuat Hükümleri ve Yargı Kararlarında Açıkça İfade Edilmiştir.

Seyhan İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ilçe genelindeki okullara hitaben yazdığı yazıda 29.11.2016 tarihinde Sabancı Merkez Camiinde Diyanet İşleri Başkanının katılımı ile gerçekleşeceği ifade edilen “sabah namazı buluşmasına” öğrencilerin çağrılması yönünde bir işlem tesis etmiştir. Söze konu işlemin anayasa ve mevzuat hükümlerine açıkça aykırı olduğu ortadadır. Şöyle ki;

Anayasanın Başlangıç bölümü ile 2,10,24 ve 42. Maddelerinde;

Başlangıç;

“Hiçbir faaliyetin Türk milli menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılapları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve laiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı…”     

II. Cumhuriyetin nitelikleri

  Madde 2 – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

 

X. Kanun önünde eşitlik

  Madde 10 – Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. 

  (Ek fıkra: 7/5/2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. (Ek cümle: 7/5/2010-5982/1 md.) Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.

  (Ek fıkra: 7/5/2010-5982/1 md.) Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.

  Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.

  Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde (…)(1) kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar. (1)

 

VI.  Din ve vicdan hürriyeti

  Madde 24 – Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.

  14 üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dini ayin ve törenler serbesttir.

  Kimse, ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.

  Din ve ahlak eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlak öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır.

  Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.

 

II.  Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi

  Madde 42 – Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.

  Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir.

  Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz.

hükümleri yerini almıştır.

Diğer yandan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 9. Maddesi ile;

MADDE 9 Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü

 1. Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir; bu hak, din veya inanç değiştirme özgürlüğü ile tek başına veya topluca, kamuya açık veya kapalı ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapmak suretiyle dinini veya inancını açıklama özgürlüğünü de içerir. 2. Din veya inancını açıklama özgürlüğü, sadece yasayla öngörülen ve demokratik bir toplumda kamu güvenliğinin, kamu düzeninin, genel sağlık veya ahlakın ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli sınırlamalara tabi tutulabilir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 1 No'lu Protokolünün 11 No'lu Protokol ile değiştirilen "Eğitim hakkı" başlıklı 2. maddesinde, 

MADDE 2 Eğitim hakkı

 Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet, eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevlerin yerine getirilmesinde, ana ve babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama haklarına saygı gösterir.

hükümleri yer almıştır.

Milli Eğitim Sisteminin temel esasları ve ilkelerinin düzenlendiği 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu 2, 4, 12 maddelerinde;

I – Genel amaçlar:

Madde 2 – Türk Milli Eğitiminin genel amacı,Türk Milletinin bütün fertlerini,

1. (Değişik: 16/6/1983 - 2842/1 md.) Atatürk inkılap ve ilkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek;

I – Genellik ve eşitlik:

Madde 4 – Eğitim kurumları dil, ırk, cinsiyet ve din ayırımı gözetilmeksizin herkese açıktır. Eğitimde hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.

IX – Laiklik :

Madde 12 – (Değişik: 16/6/1983 - 2842/4 md.)

Türk milli eğitiminde laiklik esastır. Din kültürü ve ahlak öğretimi ilköğretim okulları ile lise ve dengi okullarda okutulan zorunlu dersler arasında yer alır.

hükümleri yerini almıştır.

Yukarıda yer verdiğimiz ulusal ve uluslararası düzenlemelerde dikkat çekilmesi gereken temel husus, kişilerin din ve vicdan özgürlüğü değerleri kapsamında ibadet etme veya ibadet etmeme olgusunda devletin tarafsız kalması gerekliliğidir. Devlet nasıl ki inanç ve ibadetlerini yerine getirmek isteyen vatandaşların bu özgürlüğünü güvenceye almak, bu özgürlüğün gereği gibi yapılabilmesi konusunda gerekli tedbileri almakla yükümlüyse, aynı şekilde hiç kimseyi belirli bir inanç ya da ibadete zorlamaması ya da zorlanmasına neden olunabilecek ortamın yaratılmaması konusunda gerekli tedbirleri almakla yükümlü olacağı açıktır. Bilindiği üzere “Laik devlet” olgusunun temeli olarak ifade edilen bu yaklaşım, işaret ettiğimiz anayasa ve AİHS sözleşmelerinin temel ilkelerinden olarak kabul edilmektedir.

Özellikle eğitim-öğretim hayatında devletin tüm öğrencilerine eşit mesafede yaklaşması, din, mezhep, ırk vb ayrımcılığın söz konusu olmaması konusunda her türlü önlemi almakla yükümlü olacağı da tartışmasızdır.

Konuya ilişkin yargısal içtihatlar, özellikle devletin öğrencilerin eğitimi konusunda yer aldığı konumu ve buna ilişkin yaklaşımların ne olması gerektiğini açık ifadelerle ortaya koymuş durumdadır.

Anayasa Mahkemesinin 16.09.1998 gün ve E:1997/62, K:1998/52 sayılı kararında;

"…Laik devletin, doğası gereği resmi bir dininin bulunmaması, belli bir dine üstünlük tanımamasını, onun gereklerini yasalar ve diğer idari işlemlerle geçerli kılmaya çalışmamasını gerektirir. Bu bağlamda, laik bir devlette belli bir dinin, eğitim ve öğretimi zorunlu hale getirilemez.

Anayasanın 24. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, din ve ahlak eğitim ve öğretimi Devletin gözetimi ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlak öğretimi ilk ve orta öğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcilerinin isteğine bağlıdır.

Din ve ahlak eğitim ve öğretiminin devletin gözetim ve denetimi altında yapılmasının nedeni, maddenin gerekçesinde de belirtildiği gibi bu konudaki eğitim ve öğretim özgürlüğünün kötüye kullanılmasını engellemektir. Dinler hakkında yansız ve tanıtıcı bilgiler vermek ve ahlaki değerleri benimsetmek amacıyla din kültürü ve ahlak öğretimi dersleri ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasına alınmıştır. Din eğitimi yerine "din kültürü" dersinden söz edilmesi de bu amacı açıkça ortaya koymaktadır. Bunun dışındaki din eğitimi ve öğretimi, ancak kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin iznine bağlı tutulmuştur…"

değerlendirmeleri yer almıştır.

Aynı şekilde T.C. Danıştay 8. Daire 29.2.2008 tarih E. 2007/679 K. 2008/1461 sayılı kararında;

“…Anayasanın 24. maddesine göre din kültürü ve ahlak öğretiminin ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında olduğu kuşkusuzdur. Ancak, bu öğretimin Anayasanın öngördüğü amaca uygun bir müfredatla verilmesi gerektiği, içeriğinin nesnel ve çoğulcu olması, kişinin dininin bir ayrım ve eşitsizlik unsuru olarak kullanılmaması ve devletin dinler karşısında tarafsız kalarak, bütün dinsel inançları eşdeğer görmesi gerekmektedir. Öğretimde uygulanan müfredatın belirli bir din anlayışını esas alması durumunda, bunun Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi olarak kabul edilemeyeceği ve din eğitimi halini alacağı açıktır. Nitekim, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince öğretime ilişkin müfredatta yapılan ve kararımızda hüküm kurmaya yeterli görülen tespitler uyarınca, ülkemizde çoğulculuk anlayışı içerisinde, nesnel ve rasyonel bir şekilde din kültürü ve ahlak bilgisi öğretiminin verilmediği sonucuna ulaşılmıştır…”

Görüleceği üzere anılan yargı kararlarında da öğrencinin din eğitimi ve ibadeti bakımından devletin tarafsız ve yansız davranarak belli bir dinin esas ve değerlerine öncelik tanımasının laik devlet ilkesinin ihlali anlamına geleceği ifade edilmiştir.

İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, okullara duyurulmasını istediği dava konusu işleminde öğrencileri namaz kılmaya çağırmaktadır. Söze konu uygulamanın din kültürü eğitimi olarak tarif edilmesi de mümkün olmamakla birlikte açıkça bir ibadeti yerine getirmeye çağrı yapılmaktadır. Burada isteğe bağlı bir bilgilendirmenin varlığından söz edilmesi, katılımın zorunlu olmayacağı beyanının da kabulü mümkün değildir. Nitekim idarenin okul müdürleri aracılığı ile öğrencilere yaptıracağı bu çağrının öğrencinin üzerinde baskı yaratacağı kuşkusuzdur. Bu anlamda öğrencinin gerek okul idaresi gerekse de katılacak diğer öğrenciler nezdinde yaşayacağı “mahalle baskısı” vakıası düşünüldüğünde katılımın ihtiyari olduğu, zorunluluk arzetmediği gibi bir savunmaya da itibar edilmesi mümkün olmayacaktır. Kaldı ki temel hukuka aykırılık laik devlet sisteminde başlı başına bu çağrının yapılmış olmasıdır.

Pek tabiki her vatandaşın din ve vicdan hürriyeti temelinde istediği ibadeti istediği şekilde yapabilmesi mümkündür ve bu husus da laik devlet ilkesinin temel güvencesidir. Ancak idare eliyle okullardaki öğrencilere belirli bir ibadetin yerine getirilmeye çağrı yapılması ve bu çağrının öğrenci üzerinde baskı oluşturması anayasa ve işaret ettiğimiz mevzuat hükümlerine açıkça aykırılık oluşturmaktadır.

Anılan nedenlerle dava konusu işlemin iptali gerekmektedir.

 

SONUÇ ve İSTEM:

Yukarıda arz ve izah edilen nedenler ve mahkemece resen gözetilecek hususlar dikkate alınarak;

Seyhan Kaymakamlığı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün 25.11.2016 tarih ve 13343320 sayılı işleminin öncelikle yürütmesinin durdurulması sonrasında iptali ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı idare üzerine bırakılmasını saygılarımızla arz ve talep ederiz.

Davacı Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası Vekili

Av. Burak SABUNCU