İlk kez AKP iktidarı tarafından uygulamaya konulan sözleşmeli öğretmenlik, verdiğimiz mücadeleler sonucunda 2011 yılında kaldırılmış ve tüm sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilmişti.
15 Temmuz hain FETÖ darbe girişimi sonrasında çıkarılan OHAL Kararnamesi ile sözleşmeli öğretmenlik uygulaması yeniden başlatılmıştır. Eğitim-İş olarak uygulamanın başladığı andan itibaren tüm öğretmenlerin kadrolu olması gerektiğine ilişkin, hukuki ve örgütlülüğümüzden gelen demokratik haklarımızı kullanarak mücadele etmeye devam ediyoruz.
KHK düzenlemesi sonrasında sözleşmeli öğretmen istihdamına ilişkin yönetmelik 03.08.2016 tarih ve 29790 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiş, Sendikamız düzenlemeyi yargıya taşımıştı.
Yargıya taşınan hükümlerden sözlü sınav komisyonunun ve sözlü sınav konuların hukuka uygun olmadığı yönündeki talebimiz Danıştay ilgili Dairesi tarafından kabul edilerek ilgili maddeler iptal edilmiş, bunun yanı sıra diğer taleplerimiz olan kısaca;
- sözleşmeli öğretmenlik uygulaması ve tanımının eşitlik ilkesine aykırı olduğu,
- sözleşmeli öğretmenlik atamalarında sözlü sınav uygulamasının liyakati yok sayar nitelikte ve kayırmacılığa yol açacağı gerekçeleriyle,
- sözleşmeli öğretmenlik atamasının tamamen sözlü sınav esaslı olduğu,
- sözleşmeli öğretmenlere,
aile birliği,
sağlık,
can güvenliği gibi mazerete dayalı yer değiştirme haklarının verilmemesinin yönetmelikte eksik düzenleme olduğu gerekçelerine dayanmaktaydı.
düzenlemeleri bakımından ise taleplerin reddine karar verilmişti.
Danıştay daireleri tarafından reddedilen taleplerimizle ilgili yaptığımız itiraz üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu bozma kararında;
“davaya konu idari işlemin hukuka uygunluk denetimini yapmakla görevli idari yargı merciince, 2577 sayılı Kanun’un 2. Maddesinde sayılan unsurlar yönünden, işlemin hukuka aykırı olup olmadığına dair yargısal denetim yapılması ve bu denetim sonucunda varılan kararın gerekçeli olarak ortaya konulması gerekmekte iken, Müşterek Kurul kararında, dava konusu Yönetmeliğin yukarıda sayılan maddeler yüzünden davacının iddia ve taleplerine yönelik olarak ilgili mevzuatın yorumu ve iptali istenen düzenlemelerin hukuka uygunluk denetimi yapılmaksızın, yani uyuşmazlıkla ilgili herhangi bir gerekçeye yer verilmeksizin davanın reddine karar verilmiş olduğundan, Müşterek Kurul kararının anılan maddeler yönünden davanın reddine ilişkin kısmında, hukuka uygunluk bulunmamaktadır.”
gerekçelerini ortaya koymuştur.
Bu karar ile İDDK, dava konusu düzenlemeler ile ilgili olarak verilen davanın reddi kararında hukuki gerekçelerin yer almaması nedeniyle taleplerin reddine ilişkin kısım yönünden kararın bozulmasına hükmetmiştir. Karar, özellikle son dönemde, yasal zorunluluk olmasına rağmen mahkemelerin açılan davalarda yalnızca "hukuka aykırılık bulunmamıştır" şeklinde gerekçeler ile davaları reddetmesi alışkanlığının ortadan kalkması, mahkemelerin doyurucu hukuki gerekçeler ile davaları neden reddettiklerini gerekçelendirmeleri zorunluluğunun hatırlatılması bakımından önemlidir.
Bu aşamada yönetmeliğe ilişkin dava, ilgili Danıştay Dairesinde yeniden incelenecek ve gerekçeli şekilde yeni bir karar verilecektir. Verilecek bu karara karşı da yeniden bir itiraz süreci söz konusu olabilecektir.
Eğitim-İş olarak sözleşmeli öğretmenlerimizin haklı davalarında, tamamı kadroya geçirilinceye kadar ve sözleşmeli öğretmenlik kaldırılıncaya kadar mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.
MERKEZ YÖNETİM KURULU